turkuazcivert

En son iZombie, 3. sezon 2. bölümünü izledi.

TAKİP ETTİĞİ DİZİLER 8
İZLEDİĞİ BÖLÜMLER 227
YORUMLARI 14
TAKİP ETTİKLERİ 0
TAKİP EDENLER 2

turkuazcivert'in yorumları

Şimdiiiii. Benim böyle aylarca bekleyeceğim ilk sezonum oldu bu, diğerlerini bir haftada izleyip bitirmiştim heheh. Yapım incelemeyi çok severim, o yüzden bu uzuuun yorumuma başlıyorum.

Öncelikle, Bellamy & Clarke sahnelerine ba yı lı yo rum. Hani böyle çift olarak değil de, genel olarak ilişkileri çok güzel işleniyor. 07:42 o yüzden bir miktar içimi eritti. Minicik bir kare olmasına rağmen çok güçlüydü. Her zaman kullandığım bir söz vardır: adamlar yapmış.

Aralarda aksiyon sahneleri falan vardı üzerine bir şeyler yazılabilecek, ama oralar durdurup dakika yazılamayacak kadar heyecanlıydı kjdgfg. Şunu diyebilirim ki Lexa'nın gelmesi hoş bir dokunuş olmuş. Tıpkı Finn'in ölümünden sonra bile Finn'i görmemiz gibi, önemli karakterleri hemen kaybetmememiz güzel bir durum. (Finn'in ölümü deyince bir garip oldu, Finn vardı lan bir aralar hjdghs) Lexa'nın aksiyon sahnelerine de tam puan, öyle "zihni ölürse o da ölür" falan hiç. Kadın kasmıyor, kesiyor.

Bakın kaç bölümdür söylüyorum, bu dizide asla halini tavrını değiştirmeyen bir karakter var. O da, ilk bölümdeki piçliğini yılmadan koruyan adam gibi adam John Murphy hxgdgjhjh. Ama nedense karakter işleyişindeki o "yaşadıkları yüzünden kötü olan" adam tiplemesini seviyorum. Farkındaysanız Murphy için en çok kullanılan replik şudur: "Eh, I'm trying to survive." 36:22 yine bu karakter özelliğine örnek niteliğinde bir sahne mesela. Yılların piçi John Murphy iyi şeyler yapınca çok tatlı oluyor bence, devam devam.

İç ısıtan sahnelerde bugün: 38:37. 3. sezonda tamamen değişen Jasper'ı böyle görünce çipi kendi isteğiyle almış olmasına rağmen "yaaaaaaa" oldum. Affettik affettik hadi yine iyisin.

Gelelim son sahneyeee. Şimdi manyak çılgın bir sahneydi bu. Octavia'nın sadece Pike'ı değil aynı zamanda Bellamy'i affetmediğini anlatmak için yer verildiğinden, bu sahnenin bayağı önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak sona şöyle bir Bellarke sahnesi koysalardı da birkaç ay kıvransaydık ne güzel giderdi be hxzhxjxh.

İşte böyle bir bölümdü bu da arkadaşlar. Aylar sonra yeni bir uzun yorumda görüşürüz artık; safe passage on your holidays, until our final journey on 4th Season sfvxcgjk
- The 100 3. sezon 16. bölümü için yazdı.
Herkes çip diyor savaş diyor, ben ateşe baktığı gölgeli sahnelerde Bellamy'nin suratını seyrediyorum. Maşallah, yapmışlar olmuş.
- The 100 3. sezon 11. bölümü için yazdı.
Ya spoiler butonu diye bir şey yapmışlar çok süper KULLANSANIZA
- The 100 3. sezon 7. bölümü için yazdı.
İşte Bellamy be. Of sonunda adamı görebildiğimize sevindim. Hoşuma gitti mi hayır, ama ilk bölümündeki whatever the hell we want diye bağıran adamla bu yaralı efkarlı mal mal dolaşan adam aynı değildi. Character development falan ok da bu kadar da değil be.

Başka başka, heh. Clarke'ın umursamaz asi lezbiyen tipinden kurtulmasına sevindim. Onlar ne tuhaf hareketlerdi kanka napıyon yani. Sonunda bir sorumluluk geldi kıza. Fark ettiyseniz karakter özellikleri senaryoyla değişse de aslında birinci sezondakinin üstüne kuruluyor tüm bu character development durumları. Bellamy'nin hala kendi bildiğini okuması ya da halkına aşırı bağlı olması gibi falan.

Ha bir de, kızı kelepçelerken öpüşecekler sandım... ÖPÜŞÜN ARTIK YETER.
- The 100 3. sezon 5. bölümü için yazdı.
Tren sahnesinde harikaydı, dizinin bütün sezonlarının en sağlam sahnesiydi kesinlikle.
- My Mad Fat Diary 3. sezon 3. bölümü için yazdı.
Eh, madem bu son bölümden önceki bölüm, yine analizli bir yorum yazmazsam içimde kalacak. Öncelikle, bu dizinin çok ciddi anlamda bir senarist kurbanı olduğu kanaatindeyim. İlk sezonları hatırlayacak olursanız, orada tema çok daha farklıydı. İzlediğimiz şey klişe bir aşk öyküsü değildi yani. Tix ve Rae'in dostluğu, terapi falan öncelikti; orijinal bir konusu vardı ki zaten başrolün "ideal dizi başrolü mükemmel fizikli kız" olmaması buna örnekti. Ancak Rae ve Finn ilişkisinin böyle saçma yerlere sürüklenmesi büyük hata olmuş diye düşünüyorum. Karakter yapılanmasında önemli bir sorun var, örneğin Chloe karakterinin ikinci sezondan üçüncü sezona ne kadar değiştiğinin farkında mısınız? Tabii ki hikâye içerisinde ruh hâli değişiklikleri olacaktır ama bunu bu kadar keskin yapmış olmaları acemice. Üçüncü sezon beni şu ana dek hayal kırıklığına uğrattı, çünkü fark ettiyseniz sadece Rae'in her şeyi sırayla teker teker mahvedişini izliyoruz. Bir yerden sonra "Eeeh yeter be" diyor insan. Hiçbir şey çözülmüyor, yeni şeyler çıkıyor da çıkıyor, olay düğümleniyor da düğümleniyor... (bkz: Pretty Little Liars sendromu) En basitinden, ya ben Rae'in kek almamasını çok gereksiz buldum. Yani her şeyi mi mahvedebiliyor bu kız, bu mudur? Diğer sezonlarda daha zeki bir Rae gördüğümüz su götürmez bir gerçek maalesef. Öte yandan, son iki bölümdür kafamı karıştıran bir olayı şu an kavradım. Çeviride DEVASA bir hata var. "College" İngiliz İngilizcesinde "high school" demek, İngilizler, Amerikanların aksine üniversite kelimesi için "College" sözcüğünü kullanmıyorlar. Çevirmenimiz Amerikan İngilizcesi kullandığı için böyle bir sorun çıkmış sanırım, düzeltilirse iyi olur, neyse. Son olarak bayağı kişisel bir şey dile getireceğim, bence bu dizinin en ustaca yaratılmış karakteri Karim'di. Hepimiz -en azından ben- kötü bir üvey baba klişesi göreceğimi düşündüm ama öyle olmadı. Zincir vermesi falan aaay tatlıydı bence bayağı, heheh. Neyse efenim, madem son bölüme gelmişiz, ne kadar saçma sapan da olsa güzel bir final bekleyerek diziden tat almaya bakacağız artık. Umarım Finn'i daha başka dizilerde de izleme, seyretme, dalıp gitme şansı buluruz hdkfbdkd. Yalnız bayağı da yazdım, ehem, İstiklâl Marşı ve kapanış.
- My Mad Fat Diary 3. sezon 2. bölümü için yazdı.
Bölüm analizi yapmak istiyorum şu an. Şöyle ki, ilk olarak bir yıl bekletmelerini ve sadece 3 bölüm yayınlayacak olmaları cidden saçmalık. Hikâyede zaman atlaması gerektirecek durum olmamasını bırak, karakterlerde de değişiklik yok. Tamam olmak zorunda değil, ama Rae'de radikal değişiklikler olacak diye duymuştum ben, psikolojik durumunun değişimini göstermesi için. Ayrıca Rae'in Finn'e taşınması ve üniversiteyi gözden çıkarması benim için Rae karakterini lisedeki sevgilisiyle evleneceğini düşünen ergen kızlardan birine dönüştürdü. Ayrıca, Bristol- Lincolnshire arası yürütülen bir ilişkiyi olanaksız görmeleri senaristlerin zorlaması olmuş cidden. Bristol'den Lincolnshire'e trenle gidilir, 040 hattıyla gidilir, 448 hattıyla bile gidilir, yapmayın be! Ayrıca bir yıl bekleyip 3 bölüm yayınlama olayını da bayağı saçma buldum, Sherlock musun sen napıyon sen napıyon? Böyle giderse bu dizi izlenmez, hem sınavdan önce araba kazası gibi ucuz hamleler falan, ay ay ay. Yakışıklı oyuncu oynatmakla bitmiyor iş, allasen bi el atın şuna ya.
- My Mad Fat Diary 3. sezon 1. bölümü için yazdı.
@basakyuksek, D-bag douchebag kelimesinin kısaltması, ingilizce bir kelime yani. Prison Break, fake versiyon falan ne alaka lan skjdghjdsg
- iZombie 1. sezon 10. bölümü için yazdı.
@zehra.x, Kafadan vurunca ölüyorlar. Marcy nasıl ölmüştü hatırlasana.
- iZombie 1. sezon 10. bölümü için yazdı.
@portatifezgi, Ya sanırım başkasıyla tanışmadığını düşünüyordu, tek olduğunu değil. Sonuçta birisinin onu dönüştürdüğünü biliyordu. Blaine "Sen nasıl dönüştün?" dediğinde şaşırmıştı ya "Sen yaptın ya mal??!" diye.
- iZombie 1. sezon 9. bölümü için yazdı.

Laboratuvar Analizi

Kayıt Tarihi
Dizi İzleme Süresi 5 gün, 14 saat, 42 dakika

Takip Ettikleri (0)

Takip edilen kimse yok.

Takipçileri (2)

dizilab

dizilab’de yer alan tüm diziler video paylaşım siteleri aracılığıyla paylaşılmaktadır. dizilab kendi sunucularında herhangi bir video içeriği barındırmadığından bu konuda bir telif hakkı sorumluluğu kabul etmemektedir. Sitemizde bulunan bir dizinin telif hakkınızı ihlal ettiğini düşünüyorsanız hello (at) dizilab (nokta) com adresine mail atarak veya telif bildirim formu doldurarak kaldırılmasını talep edebilirsiniz. İspatsız talepler değerlendirmeye alınmamaktadır.

Please send your DMCA requests to hello (at) dizilab (dot) com or fill this form.

reklam/iletişim