Arturo

En son Lost, 1. sezon 25. bölümünü izledi.

TAKİP ETTİĞİ DİZİLER 22
İZLEDİĞİ BÖLÜMLER 1,175
YORUMLARI 22
TAKİP ETTİKLERİ 0
TAKİP EDENLER 6

Arturo'nun yorumları

The Breakfast Club filmini izlemeyenler için bu bölüm, elbette anlamsız gelir. Film de, ailelerin çocukları kendilerine göre eğip bükmeleri, üstelik onlarla dalga geçmeleri, şiddet uygulamaları gibi olaylardan dolayı; sıkışıp kalan, sosyapat olma eğilimi gösteren bir grup liselinin; cezaya kalıp, ön yargılarını birbirlerine karşı çöpe atıp, cezaya kalmalarına karşın; birbirlerini anlayıp, sevmeye başlamalarını işliyordu, konu.
Bu bölüm de, yaşananları elbette gelecekte yaşanıyor diye yorumlamamak gerek (!). Her an, her yerde: her çocuk, her genç ailesi yüzünden psikolojisi bozulup, yalnızlaşıyor. Teknolojinin gelişi ise, ailelerin çocuklarla arasını açıyor. Bugün, doğan her 10 çocuktan, 7'si internetten öğreniyor; yaşamı. Ben 21 yaşıma geldim; aileme açılabildiğim, onların duygusal açıdan yardımını aldığım tek bir konu bile olmadı. Ancak, ben aileme uzun bir süre duygusal açıdan bağlı kaldım. Benim isteklerim, arzularım umurlarında olmadı; ne zaman onlardan uzaklaştım; huzuru tattım. Yine de, onlara uymadığım için duygusal istismar kartlarını oynamayı sürdürüyorlar. Şöyle de bir durum var, ayrıca: özgür yaşamak isteyen, buna cesaret eden bu ülkede ki çocukların başına daha kötü şeyler gelebilir. Ailesi dövebilir, hele hele söz konusa bir kızsa: ''sen kızsın'' diyebilirler. Bunları atlatsalar: dışarı da, ev kiralayamayabilirler. Her neyse..

Bölümün sonunda, kızın annesini öldüresiye dövmesi ve yine de yıllarca annesi yüzünden duygusal açıdan gelişememesine rağmen; annesini döverken, ona bakamaması anneye asıl tokat oldu.
Bununla ilgili, aşağıda tek yorum göremedim. Ya herkesin çok iyi ailesi var, ya da duygusal açıdan kırılgan olmaya, istismara uğramaya alışmışız. Şuan, batı uygarlığı; bireysellik sayesinde yükselişte ve durmadan da gelişmeyi sürdürecek. Aileler, ''özellikle anneler'' her kişinin vicdanında yargılanmalı. Annenizin bunda bir suçu yok; suç: onu büyütenlerde. Bu da, sonsuz bir zincir oluşturuyor. Sorun: toplumun ''ta kendisi'' aslında. Batılılar, şuan bunu tartışıyor ve bir gün aşacaklar. Bizim bu tartışmalara gelmemize gerçekten çok var. Yorumlardan anlayabilirsiniz. Aslında bu çok önemli bir konu; bir gün evlenmeyi düşünüyorsanız; bu bölümü bir daha izlemeniz, üstünde düşünmeniz gerek. Sonuçta: saksıda fesleğen yetiştirmeyeceksiniz; canlı, kanlı, ''duyguları, düşünceleri olan'' bir ''insan'' yetiştireceksiniz.

Kitap okumak belki istemezsiniz; bu yüzden size bir dizi önereyim: ''Mindhunter''. Seri katillerin, nasıl bir ortamda yetiştiğini ve özellikle; hepimizin irili ufaklı yaşadığı istismar türünü ''Ed Kemper'ın'' annesinin Ed'e söyledikleri ile düşünebilirsiniz.
- Black Mirror 4. sezon 2. bölümü için yazdı.
2.Sezon'da, dizinin ara geçiş sezonunu izliyoruz demiştim; öyle de oldu. 3.Sezon; ısınma turu olur demiştim, efsane olmaya giden ilk sezon oldu. Sam Esmail, gerçekten çok iyi bir kurgucu; hem akıl hastası, hem vicdanlı, hem duygu dolu, hem de kendine, çevresine nefret dolu bir karakterin çatışmasını izletti, hem de hissettirdi.
Bundan sonra ne olur bilmem ancak önümüzde ki; 2 sezon gerçekten efsane olacak..
- Mr. Robot 3. sezon 10. bölümü için yazdı.
Ben artık Jack'siz izleyemiyorum. Charlie ile bozulan gidişat, benim için; Jack'in etkisinin azalmasıyla daha da dibe vurdu. Bir de: Kate; Jack'e aşıktı diyenler var ancak sanmıyorum, böyle bir şey olduğunu. İnsan aşık olduğu kişiyi, sürekli yargılayıp durmaz. Baksanıza; Sawyer'a bakarken içi gidiyor; kevaşenin...

Jack'e üzülüyorum mk. Kimi sevse; biri çalıyor....
- Lost 5. sezon 11. bölümü için yazdı.
Locke diziye öyle bir girdi ki; bütün olay, bu adam üzerine dönecek sandık. Ancak adam seviyeyi öyle bir düşürdü ki; artık oradan çıkabilmesi, olası değil...
- Lost 4. sezon 6. bölümü için yazdı.
Yorumun diğer yarısı ortadan kaybolmuş. Her neyse, konunun özü şu:

Konu Abd seçimleri ile ilgiliydi. Irkçılık konusu, Amerikan televizyonlarında kendine yer ediniyorsa. bir bit yeniği aramak zorundasınız. Çünkü Amerikalılar; ikinci dünya savaşı ırkçılığı konusunu kendi sinemasında çok işlemez. Genellikle savaşta yara almış devletler bu konu konusunda film çeker.

Ben aylık Amerikan propagandası dozumu aldım. Herkese iyi geceler.
- Supernatural 12. sezon 5. bölümü için yazdı.
İlk önce Hitler'i bir gram sevmediğimi belirterek başlayayım.

Hitler dediğimiz insan kendi sığınadığında, başına sıktığı ve başına sıkarken ısırdığı siyanür hapıyla kendini öldürmüştür. Yaşamı boyu, ciddiyet ile disiplini elinden bırakmamıştır. Çoğu önderin aksine, örneğin; Bolşeviklerin astığı ''Çar'' gibi ya da Komünist Romanya'nın son önderi Nikolay gibi ölmemiştir, onuruyla ölmüştür.
Ne kadar kötü de olsa, ne kadar çok insanın yaşamının içine sıçmış olsa da bu gerçek yadsınamaz doğruluktadır.

Bu diziye başladığımdan beri; Amerikan yaşam çizgisinin ne kadar güzel olduğu vurgulanır. Peki öyle midir? Bunun yanıtını size bırakıyorum.
Bu diziye başladığımdan beri, Amerikan devletinin en doğru, en dürüst devlet gibi göstermesi beni çok rahatsız ediyor. Bu dünyada ki, her devlet tartışmasız şekilde yanılgısı olduğu konuları tam olarak ya da küçükte olsa onaylar. Örneğin: Fransızlar yarım yamalakta olsa; Cezayirli Araplara yaptıklarını yarım ağızla olsun onaylıyor.
İkinci dünya savaşında, tartışmasız bir gerçek vardır. Bu benim kişisel görüşümdür. İsteyen katılır isteyen katılmaz. Gaz odalarından sonra savaşa damga vuran olay ''Hiroşima'ya atılan nükleer bombadır''. Bu bombayı Hitler atmadı, Stalin atmadı, Churcill atmadı. ''Roosevelt'' attı.
O dönemin ABD başkanı; savaş dursun diye yaptıklarını söylemiştir, yalnız bu bir yalandır. Sscb ile diğer yağılarına (düşman) gönderme ile gözdağı ülküsüyle bunu yapmıştır.

Abd propagandası bende mide bulandırıyor. Tarihi kişilikler ne yapmış olurlarsa olsun, böyle gösterilmemeli. Da Vinci's Daemons dizisinde; Vlad'ı bile soylu gibi gösterdiler. İkinci Beyazıt'ı ise öldü gösterdiler. Vlad dizinin sonunda Da Vinci'nin önünde eğildi.
- Supernatural 12. sezon 5. bölümü için yazdı.
Şimdi nereden başlanır bilmiyorum, yalnız bir durumu çok iyi anladım. Escobar'ın, bu kadar üzerine gidilmesinin üzerinde başka bir neden var diye düşünüyorum.
Düşünün; Meksika'da 60'lardan beri büyük bir kartel var, sadece kendi içlerindeki savaşlar yüzünden güç el değiştiriyor; Meksika kartelinde, yalnız bir de Escobar karteline bakın.
Cali karteli, Los pepes, adını unuttuğum bir kadın var bir de hepsi el birliği yapmış, ha bir de; Komünist karşıtı silahlı bir sağcı grup var, hepsi de Escobar'a karşı birleşmiş (ki bu tip insanlar, ortak pay da konusunda, yine de zor birleşirler). Dizi'de açıkça anlatılmasa da; bence Pena dışında; başka ajanlar da, diğer kartellerle bilgi alışverişi yapmıştır., Abd ile Kolombiya hükümetleri birleşmiş. Bir tarafın ajanları, diğer tarafın ordusu var. Tüm gezegen o zamanlar da ; Escobar'ı konuşuyor. Herkes Escobar'ı bitirmeye çalışıyor.

Escobar'dan daha da kötüleri var, Meksika'da. Ayrıca güney Amerika'da; bulunan organ ile silah kaçakçılığı o zamanlar da tavan yapmış. O günlerin kaçakçıları şuan büyük para babaları olmuş.
Abd'de: güney Amerika'da küçük balığı avlarken; Kolombiya'da niye büyük balığın peşinden koşuyor?
Demek ki, büyük para babaları da yaptıkları pis işlerden dolayı Abd'ye para veriyor. Demek ki; Abd'ye, bizi görme ağabey deniliyor.

Boko Haram'ın, Işid'in, El Kaide'nin üzerine bu kadar gidilseydi; şimdiye hiçbiri orta da olmazdı. Çıkar çatışmasına kurban gitmiş bence Escobar, birilerini beslememiş. Yoksa bugün hala yaşardı. Bu tabi; Escobar'ın, kötü biri olduğu gerçeğini değiştirmez, yalnız onuruyla ölmüş. Orası bir gerçek.
- Narcos 2. sezon 6. bölümü için yazdı.
Bu siteyi 2014'ün sonlarında keşfettim. 2015 yazına kadar anonim takıldım. Aklı başında bir kitle vardı yine site de, kimseyi, ergen ya da çocuk diye yaftalamak istemem ama ne bileyim, şöyle bir yorum görünce insan kalp krizi geçiriyor.

''adam oturmuş bi sisteme kafa tutuyo söylemek istediğim şeyleri söylüyo kendi tivitir hesabımdan bu adamın söylediği ne kadar replik varsa paylaşmayı çok seviyorum artık gelecek bölümlerde gerilim dozu yüksek olacak yorumumdan rahatsız olduysanız kusura bakmayın küfür etmeyi seviyorum napıyım''

Türkçe'nin içine sıçmış, olay örgüsünü bile tam kavrayamamış. Dizilab: bu sitenin bu hale gelmesinde ki; suçlu sizsiniz..

Geçen yılın sonu ile bu yılın başında ki; donmalar, sayfaların geç yüklenmesi,
Kilit önemde ki, dizilerin oynatıcısını değiştirmeniz, o boktan open bilmem neyi koymanız ile, bu siteden çok kişi uçup gitti.

Eskiden yorumlarını okuduğum bir sürü kullanıcı vardı, hepsi yok olmuş. Artık site'de yapıcı yorum değil; ''woowww çok manyak bişiii'' yorumlarını okursunuz..
- Mr. Robot 2. sezon 4. bölümü için yazdı.
Eminim filmi yıllar önceden izleyip; Bradley Cooper'ın kötü adam olmasını ''benim gibi '' sevmeyenler olmuştur. Belki dizinin diğer sezonlarında Senatör Morra'nın amaçları anlanır ve her Amerikan, dizisi ve filminde ki gibi büyük Amerika mesajı verilir :D Çünkü film de, Morra'nın; Senatör Morra olmasını sevmiştik.
Ayrıca dizi de, senaristin unuttuğu bir şey var; Senatör Morra nasıl bağışık oldu? Filmi izlemeyenler için ipucu vermeyeceğim ama bu ayrıntı herhalde bir tek benim kafama takılmadı değil mi? Yeni sezon'da, Brian'ın bu sezon'da olduğu gibi, diğer sezonda da kalıba sokulmasından endişeliyim. Bu sezon gibi olmaz umarım ikinci sezon ve daha başka bir Brian ve Morra izleriz. Ve umarım Morra'yı yine dar bir şekilde kötü adam, Brian'ı da iyi aile çocuğu ve muzip adam kalıbına sokmazlar.
- Limitless 1. sezon 22. bölümü için yazdı.
Uzun bir bekleyişten sonra sonunda çeviri gelmiş. Hani zaman sıkıntımız olmasa; önemli değil. Dizilab'i satmayayım diye başka yerden izlemiyorum ama bazen günlerce çeviri gelmiyor. Seviyoruz bu siteyi, sevmesek; atarlanmalarına katlanmazdık, iki kez beğene basınca falan :D
Sosyal bir dizi sitesi fikri zaten güzeldi ve bu konu da başarılısınız. Anlıyorum; sunucu veya hosting parası bile belinizi bükmeye yetiyordur ama hani bizim gibi olmayanlar da var; hemen başka siteye kaçacak olanlardan bahsediyorum.

Seviyoruz dizilab ama çeviri işine ve en önemlisi player işine lütfen dikkat edin. Sonuçta telif ödemiyorsunuz, zaten paralı şekilde sansürsüz izleyebileceğimiz bir platform'da yok Türkiye'de; yaptığınız iş topluma hizmet sayılır, çünkü ülkemiz de küresel kültürü anlayabileceğimiz başka bir yer, platform veya televizyon kanalı yok. Umarım eskisi gibi hizmet verirsiniz.

Not: Arkadaşlar r*klamlara tıklamayı unutmayın ;) :D
- The Magicians 1. sezon 10. bölümü için yazdı.

Laboratuvar Analizi

Kayıt Tarihi
Şehir Değişken
Dizi İzleme Süresi 1 ay, 17 saat, 10 dakika

Takip Ettikleri (0)

Takip edilen kimse yok.

Takipçileri (6)

dizilab

dizilab’de yer alan tüm diziler video paylaşım siteleri aracılığıyla paylaşılmaktadır. dizilab kendi sunucularında herhangi bir video içeriği barındırmadığından bu konuda bir telif hakkı sorumluluğu kabul etmemektedir. Sitemizde bulunan bir dizinin telif hakkınızı ihlal ettiğini düşünüyorsanız hello (at) dizilab (nokta) com adresine mail atarak veya telif bildirim formu doldurarak kaldırılmasını talep edebilirsiniz. İspatsız talepler değerlendirmeye alınmamaktadır.

Please send your DMCA requests to hello (at) dizilab (dot) com or fill this form.

reklam/iletişim